Tüberküloz
yani halk arasında bilinen adıyla verem, kendisini fark ettirmeden ilerleyen ve
dünyada hala en çok ölüme sebep olan hastalıklardan biri olarak biliniyor.
Ülkemizde “İnce hastalık” adıyla da bilinen tüberküloz, solunum yoluyla kolayca
bulaşabiliyor. Tüberküloz bakterisi kişinin bağışıklığının en zayıf anını
kolluyor ve hastalık ortaya çıkıyor. Sadece solunum yoluyla bulaşır
Tüberküloz “ Mycobacterium tuberculosis” ismi verilen ve solunum yoluyla
bulaşan bir basilin (mikrop) neden olduğu bir enfeksiyon hastalığıdır. Sadece
damlacık enfeksiyonuyla bulaşır, bunun dışında kişinin kullandığı havlu, çatal,
bıçak, ya da yiyeceklerle bulaşmamaktadır. Hasta olan kişi normal konuşurken,
öksürürken ve ya hapşırdığında ortama yayılan damlacıkların, solunum yoluyla
karşı taraftaki kişi tarafından alınması sonucunda o kişi tüberküloz mikrobuyla
karşılaşmaktadır. Fakat enfeksiyonu alan her kişide hastalık gelişmez. Aslında
toplum içerisinde her insan bir şekilde tüberküloz bakterisine maruz
kalmaktadır ama herkes hasta olmamaktadır. Enfeksiyonun vücutta olması ve hasta
olmak farkı durumlardır. Enfekte olmak tüberküloz mikrobunu solunum yoluyla
almak, hasta olmaksa o solunum yoluyla alınan mikrobun vücutta hastalık
yapmasıdır.
Beslenme
bozukluğu ve stres vereme davetiye çıkarıyor
Tüberküloz hastalığının ortaya çıkması için kişinin vücut direncinin düşmesi
gerekmektedir. Eğer vücut direnci yeterliyse vücut o enfeksiyonu alır, kendi
bağışıklık sistemiyle o mikrobu sınırlandırmaktadır. Vücutta bulunur ama
hastalığa neden olmaz. Fakat kişinin vücut direnci düşükse o zaman organlara
saldırır ve hastalık ortaya çıkmaktadır. Yaşlılar ve çocuklar vücut dirençleri
daha düşük olduğu için hastalığa açıktır. Uykusuzluk, beslenme bozukluğu,
stres, içki ve sigara gibi etkenlerde vücut direncini düşürmektedir. Bunların
dışında operasyon geçirenler, böbrek, karaciğer, kalp hastaları ve
diyabetliler, KOAH, astım gibi rahatsızlıkları olan hastalar ayrıca kortizon ve
kanser ilaçları kullanan kişilerde tüberküloza yakalanma riski bulunmaktadır.
Bu belirtilere dikkat!
Tüberküloz çok sinsi bir şekilde ilerleyebilir, aylar boyunca belirtileri
anlaşılmayabilir. Halsizlik, yorgunluk, ufak, kuru, gıcık tarzında öksürükler
olabilir bazen bu öksürükler alerji ya da astım öksürüğü gibi
yorumlanabilmektedir. Belirtiler hafif başlar ve yavaş yavaş ilerler.
Dolayısıyla aylar boyunca belirtiler fark edilememektedir. Eğer tüberküloz
hastalığı akciğerde bir yara şeklinde ise kanlı balgam ya da direk öksürükle
kan gelmesiyle de kendini gösterebilmektedir. En belirgin belirtiler şöyledir;
• Uzun süren kuru öksürük
• Göğüs ağrıları
• İştahsızlık
• Akşamları yükselen ateş
• Halsizlik
• Kilo kaybı
• İleri vakalarda nefes darlığı
• Öksürükle ağızdan kan gelmesi
Modern
yöntemlerle tanısı koyulabiliyor
Tüberkülozun teşhisi kolay koyulamamaktadır. İlerlemesi sinsi olduğu gibi
tetkiklerde de çok önemli bir bulgu vermeyebilmektedir. Tüberküloz olduğunu
düşünülen bir hastaya önce sedimantasyon başta olmak üzere bir takım kan
tetkikleri istenmektedir. Daha sonra akciğer grafisi ve akciğer tomografisi
çekilmektedir. Fakat aslında tüberkülozun yüzde yüz teşhisini koyduran şey
balgam da mikrop saptanmasıdır. Eğer hasta balgam çıkaramıyorsa ve diğer
testlerle de sonuç alınamıyorsa bronkoskopiyle girilip hastalık düşünülen
alanlardan örnekler alınmakta ve mikrop bu örneklerde aranmaktadır. PPD testi
ise tüberküloz testi olarak bilinir ancak tüberküloz teşhisi konulmasını
sağlamaz. Yalnızca kişinin tüberküloz mikrobuyla karşılaşıldığını
göstermektedir. Ülkemiz koşullarında birçok insanda bu testin sonucu
pozitiftir.
Sadece
akciğeri değil bütün organları etkileyebilir
Tüberküloz solunum yoluyla alındığı için en sık akciğerlerde hastalık yapar,
ama bunun dışında vücudun diğer bütün organlarında tüberküloz hastalığına yol
açabilmektedir. Böbrek karaciğer, dalak, göz, beyin zarında yani bütün
organlarda görülebilmektedir. Çocuklarda ise özellikle tüberküloz menenjitler
şekline ortaya çıkmaktadır. Ayrıca mediasten adı verilen akciğer ve kalbin
bulunduğu boşluk içerisindeki lenf bezlerini ya da bütün vücuttaki lenf
bezlerini de tutabilmektedir. Boğaz bölgesine yerleşen Larenks tüberkülozu da
hastalığın en sık bulaşan türlerindendir. Akciğer zarında sıvı toplaması,
iltihap ya da yine akciğerde kavite de denilen yara şeklinde olabilmektedir.
Tedavi
süresi en az 6 aydır
Tüberküloz tedavisi özel antibiyotiklerle yapılmaktadır. Bu antibiyotikler
zatürre ve ya da normal üşütmeler için kullanılan antibiyotikler değildir.
Tüberküloz mikrobuna etki eden 4 çeşit antibiyotik bulunmaktadır ve bu ilaçlar
uygun doz ve sürede kullanılmak zorundadır. Tüberküloz tedavisi en az 6 ay
sürmektedir, doktorun yönlendirmesi ile bu süre daha da uzayabilmektedir.
Kullanılan ilaçların takibi çok önemlidir. Verem savaş dispanserlerinde tedavi
takibi yapılmaktadır.
Korunmak
için evinize güneş ve temiz hava girsin
Tüberkülozun ve diğer akciğer hastalıklarının iyileşmesinde en önemlisi
istirahattir. Doğru beslenme ve uyku düzeninin önemi çok büyüktür. Bol sıvı
tüketilmelidir. Sigaradan ve alkolden uzak durulması gerekmektedir. Aslında
tedavide esas olan kişinin ilaçlarını her gün uygun dozda ve düzenli olarak
içmesidir. Temiz hava da çok önemlidir. Tüberküloz hastalarının evinin iyi
havalandırılması gerekmektedir. Güneş ışınları da tüberküloz mikrobunu
öldürmektedir. Havasız ve oksijeni az yerlerde bu mikrop daha çabuk
çoğalmaktadır.
Eksik tedavi tüberküloz
hastalığını dirençli hale getirir
Bazen ilaca dirençli tüberküloz enfeksiyonları ortaya çıkabilmektedir. Yanlış
ya da eksik ilaçlarla ve yetersiz sürede tedavi gören kişi tam iyileşemez ve
mikrop tekrar etkinleşir, böylelikle hastalık ilaçlara dirençli hale
gelmektedir. Dirençli hale gelen mikroplar başkalarına bulaşarak bu hastalığı
yaymaktadırlar. Eğer kişi ilaca direnç gösteren bir mikropla hastalandıysa o
zaman normal tedavide kullanılan temel 4 ilaç yetmeyebilir. İlaca dirençli mikroplar
için etkili ilave bir takım ilaçlara ihtiyaç olmaktadır. Normal tedaviyle
geçmeyen tüberküloz hastalığında ilaç direnç testleri yapılarak mikrobun
ilaçlara direncini görüp ona göre uygun ilaç değişimleri yapmak gerekmektedir.